18 Aralık 2014 Perşembe

Michael Ende-Momo



 Uzun zamandır  karşılaştığım ama bir türlü okuyamadığım Momo'yu okuma fırsatı buldum sonunda. Bir kentte Momo adında bir kız çoçuğu ortaya çıkar. Momo'nun bir özelliği vardır:dinlemek. İnsanları hiç bölmeden dinler ve kentteki insanlar fırsat buldukça Momo'nun yanına konuşmaya gider. Momo o kadar güzel dinler ki kavgalı insanları bile barıştırır. Yazarımız burada dinlemenin o kadar kolay bir iş olmadığını söylüyor. ''Pehhh dinlemekte neymiş be Michael abi, bende yaparım'' demeyin diyor. Ben dedim ve hala da diyorum. Olacağı dinliyorsun yani ne gibi bir özelliği olabilir ki? Hatta Momo'dan daha güzel dinleyeceğimi düşünüyorum. Momo'nun başka bir özelliği daha var. En güzel oyunlar Momo'nun yanında oynanır.  Ben kitabın gidişatında mahallenin esas abisinin Momo'ya gidip ''Bak güzel kardeşim geldiğinden beri bütün mahalleyi etkin altına aldın. Doğru düzgün davran sen yokken biz vardık'' demesini bekliyordum ama kitaptaki çocuklar hiç sorgulamadan Momo'nun liderliğini kabul ediyorlar. Bu arada Momo'yu kıskanmıyorum ve hayır küçükken mahalleye yeni taşınan çocuk popülerliğimi elimden almadı. Neyse bu kadar küçüklüğüme indiğim yeter. Tabi her şey böyle güllük gülüstanlık gitmiyor. Kente duruşlarıyla,görünüşleriyle,sigara içişleriyle genç kızları hasta eden duman adamlar geliyor-yok öyle bir şey- Bu duman adamları öyle herkes göremiyor. Duman adamların zaman çalma gibi bir görevleri var. Göründükleri insanları zamanı daha verimli kullanması yönünde ikna ediyorlar. Artık saçma sapan oyunlar oynamak,müşteriyle sohbet etmek,sokakta gördüğün kediyi sevmek yok. Söylemeden duramayacağım ama ben duman adamları Fringe'de ki Observerlara benzettim. Ondan mıdır bilmem ama çok sevdim duman adamları. Duman adamlar zamanı avladığı için kent insanları da eskisi gibi zaman bulamıyor ve bu Momo'nun hoşuna gitmiyor. Bundan sonrasını anlatmayacağım ama kitabın gidişatı çok belli. 20 sayfa okuduktan sonra kitabın gidişatını kafanızda belirliyorsunuz. Zaten kitapta hoşuma gitmeyen şey de bu. Güzel bir konu var ama şaşırtmaca yok. Diğer hoşuma gitmeyen şey ise yazar yazmaktan kaçıyor. Kitapta iki yerde yazarın olayı nasıl yorumlayacağını merak ettim ama ikisinde ''burayı anlatmaya kelimeler yetmez'' diye boşladı. Yine daldan dala atladığım bir inceleme oldu. Kafanızı dağıtmak istiyorsanız kesinlikle önereceğim bir kitap. Keyifli okumalar dilerim. İyi günler...

7 yorum:

  1. Merhaba,
    Blogumda kitap çekilişim var katılımınızı beklerim
    http://ilknur--akpinar.blogspot.com.tr/2014/12/dolu-dolu-cekilis.html

    YanıtlaSil
  2. Beklentim yüksek olmayacak şu yazıdan sonra. Elinize sağlık güzel yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba, Doğukan! :)

    Momo gerçekten harika bir eser, günümüz yaşantımıza benzeterek okursan eğer.
    Yüksek olasılık, bunu yaparak okuyup zevk almışsındır romandan. Belki şaşırtmıyor ama ciddi bir şekilde etkiliyor okuyanı.

    Bu roman ile ilgili bir dostum blogunda yazı yazmıştı. Onu buraya ekliyorum.
    http://tepedekiruzgar.blogspot.com.tr/2015/01/momo.html

    Ve Michael Ende'nin "Bitmeyen Öykü" romanının da iyi olduğu söyleniyor, en yakın zamanda okumak gerek.

    Bol okumalı günler diliyorum! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba:)
      Dediğiniz gibi günümüz yaşantımıza benzeterek okursan çok etkileyici bir eser oluyor. Benim hoşuma gitmeyen taraf masalsı anlatımıydı.
      Bitmeyen Öykü'yü ilk defa duydum. Şuan baktım da bayağı ilgi çekici görünüyor.
      Teşekkür ederim yorum için. :)

      Sil
    2. Merhaba :) Momo; masalsı anlatımı olsa da; verdiği mesajlar ile zaman kavramını tekrar düşünmemizi sağlıyor. Günümüzde gerçekten de değer vermediğimiz bu kavram üzerinde biraz kafa patlatmalıyız diye düşündürttü beni açkıkçası. :) Bitmeyecek Öykü fantastik bir roman ve genel olarak masalsı bir havası var. Bu türü seviyorsanız kesinlikle önereceğim bir kitap. Pişman olmazsınız. ;)

      Sil
    3. Sevdiğim bir tür :) En kısa zamanda almaya çalışacağım.

      Sil